
Ağustos sonu. Zaman nereye gitti? Biraz önce haziran ayıydı.
Yaklaşık bir aylığına ABD'ye gitmeye hazırlanırken düşüncelerim İstanbul'da yaşama ve dans etme deneyimleri üzerinde yoğunlaşıyor.

Öncelikle bu şehir, yalnızca bu şehre özgü bir enerji alanı oluşturan yeni ve eskinin bir ikilemidir.

Stark'ın temiz modern yeraltı trenleri [Metro] sizi bir bölgeden diğerine dakikalar içinde götürür, ancak yalnızca hafta içi gece yarısına kadar ve Cuma ve Cumartesi günleri 24 saat boyunca.

Araba ve taksi trafiği sabahın erken saatlerinde ve akşam saatlerinde inanılmaz derecede zehirlidir. Gideceğiniz yere tren, tramvay veya feribotla ulaşabiliyorsanız bu saatlerde asla kara taşımacılığına binmeyin.

Bu şehirde otobüsler, feribotlar, trenler, tramvaylar ve füniküler, kiralanabilir scooter ve motosikletler var. Ama benim favorim yokuş yukarı çıkmak dışında her zaman yürümek ve İstanbul'da pek çok tepe var çünkü İstanbul tarihsel olarak Yedi Tepeli Şehir olarak biliniyor.
Buenos Aires'te yaşadığım için çok yürüyorum ama İstanbul'da her şey çok büyük ve çok uzak olduğundan neredeyse iki kat mesafe yürüyorum.

Şehrin Şişli denilen bölgesinde, Osmanbey tren istasyonuna yakın bir yerde ikamet ettiğimizden, Taşkim veya Beyoğlu'ndaki milongalara bir veya iki durak uzaklıkta olduğumuz için trenle 10 veya 15 dakikada gidebiliyoruz.

Armada Otel'de (Pazartesi'ye değişiyor) veya Perşembe günü Zeytuna'da olmadığınız sürece milongaların çoğu zemin seviyesinde değildir. Bana göre şehirdeki en iyilerden biri.

Çoğu milongayı ilk denemelerde bulmak zordur. Tango müziğini dinlemeli ya da başka bir milongero'nun mekana girişini görmelisiniz. Bazen yakındaki restoran sahibine sormak da işe yarayabilir. İstanbul'daki çoğu bina oldukça eski olduğundan ve asansör bulunmadığından, özellikle merdivenleri çıktıktan sonra doğru yere ulaşmak ne kadar rahatlatıcı.

Çoğu zaman alanlar çok küçüktür, bazılarının güzel eski zeminleri ve tavanlarında antika süslemeler vardır. Diğerleri dama tahtası siyah beyaz fayans veya düz linolyumdur. Birkaçı bodrumda, diğerleri ise alışveriş merkezlerinde. İstanbul'da dans kadar mekan çeşitliliği de mekanlar kadar çeşitlidir.
Türk Tangosu adını vereceğim bir tarz var. Arjantin Tango'sundan çok farklı. Genellikle genç dansçılar tarafından hiçbir müzikalite veya bağlantı olmaksızın açık kucaklaşmayla gerçekleştirilir ve kalabalık zeminlerde bacakların yukarı kaldırılmasını ve çok sayıda giro [dönüş] yapılmasını içerir. Özellikle kalabalık zeminlerde. Yaralanmalar oluyor. Bana tangodan çok jimnastiğe benziyor.

Neyse ki sevdiğimiz ve pratik yaptığımız tango Arjantin tangosunu dans edecek alanlar bulduk.
Birkaç yararlı tango arkadaşımız olduğundan, bildiğimiz Arjantin tangosunu yapan birkaç kişi daha keşfettik. Yakın kucaklaşma ve müzik dinleme. Bu keşif birçok milongada dansımızı çok daha keyifli hale getirdi.
Kısa bir süre sonra ABD'nin birkaç şehrinde, bir doğu kıyısındaki Miami'de ve iki batı kıyısındaki şehir olan San Francisco ve Seattle'da dans edeceğiz.

Bunu sabırsızlıkla bekleyin. İki yılı aşkın süredir iletişim halinde olmayan bazı arkadaşları ziyaret etmek… heyecan verici olmalı.
Very nice and thanks. I expect to be in IST Sep 8 – 14 and would greatly appreciate any info on milongas which you particularly liked.
Hola, as I mentioned in my piece, there are a lot of milongas here and using Istanbultango or Hoy Milonga is a great way to discover these places. Thanks for reading.
I did a number of them and kept a blog which I can EM to you separately (nitinkibe@hotmail.com). BTW, I used to visit frequently 2001-04 and was delighted to find that one of my favourites from that era, Armada, is still going strong as is another which Metin Yazir used to run. The others (Cafe Mimosa, Hyatt, Grand Hotel Halic, Club Dalian) seem to have closed.
The scene is also orders of magnitude larger now.